Yazı: 13:14 Haberler

Genetik testlerle hastalıklara yatkınlık önceden saptanabiliyor

Acıbadem Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Eda Tahir Turanlı, genetik testlerin bireylerin hangi hastalıklara yatkın olduğunu önceden belirleyerek yaşam tarzı düzenlemelerine olanak sağladığını belirtti. Prof. Dr. Turanlı, bu testlerin özellikle kanser, nörolojik ve kalp-damar hastalıkları gibi pek çok sağlık sorununa karşı riskleri önceden tespit ederek erken önlem alınmasına yardımcı olabileceğini vurguladı. Genetik testlerin sağlıklı yaşlanma ve kronik hastalıkların önlenmesinde önemli bir rol oynayabileceğini ekledi.

Yaşam Tarzı ve Genetik Etkileşim

Prof. Dr. Eda Tahir Turanlı, uzun yaşamın sırrının sadece genlerde gizli olmadığını, aynı zamanda yaşam biçimi, beslenme alışkanlıkları ve çevresel koşulların da sağlıklı yaşlanmada belirleyici faktörler arasında yer aldığını ifade etti. Genetik testlerin, bireyin gelecekteki hastalık riskini belirlemede güçlü bir araç haline geldiğini belirten Turanlı, doğduğumuz anda bazı hastalıklara karşı genetik yatkınlıklarımızın belli olduğunu ve bunları bilmenin hazırlıklı olmak açısından önem taşıdığını söyledi.

Kronik hastalıkların yalnızca bir kısmının genetik kökenli olduğunu, diğer kısmını ise çevresel faktörler ve yaşam tarzının oluşturduğunu belirten Prof. Dr. Turanlı, genlerin çevresel etkenlerle birleştiğinde hastalıkların tetiklendiğini ve ortaya çıktığını açıkladı. “Risk genlerimiz” olduğu gibi “koruyucu genlerimiz”in de bulunduğunu belirten Turanlı, kronik multifaktöriyel hastalıklarda genetik yapının tek başına yüzde yüz belirleyici olamayacağını, çevresel faktörlerin de yeterli olmadığını ekledi. Hastalığa göre genetik ve çevresel etkilerin oranının değiştiğini ve yaşam tarzı, beslenme, stres düzeyi ile çevresel etkenlerin genlerin çalışma biçimini önemli ölçüde etkilediğini belirtti.

Hangi Hastalıklara Karşı Yatkınlık Tespiti?

Prof. Dr. Eda Tahir Turanlı’ya göre genetik testlerle özellikle kalp-damar hastalıkları, kanserler, nörolojik, nöropsikiyatrik ve bağışıklık sistemiyle ilişkili multifaktöriyel hastalıklara karşı genetik yatkınlık profilleri ve genetik risk skorları belirlenebiliyor. Bu sayede bireyler, kendi genetik profillerini öğrenerek yaşam tarzlarını buna uygun şekilde düzenleyebiliyor ve risklerini azaltma yönünde bilinçli adımlar atabiliyor.

Erken tanının, başta kanserler olmak üzere hayati önem taşıdığını vurgulayan Turanlı, genetik testlerle Alzheimer veya Parkinson gibi hastalıklara yatkınlığın dahi tespit edilebildiğini söyledi. Turanlı, “10 yıl sonra Alzheimer olma ihtimalinizi öğrendiğinizde bunu engelleyemezsiniz ama hayatınızı buna göre planlayabilirsiniz” şeklinde konuştu.

Kimler Genetik Test Yaptırmalı?

Henüz toplum genelinde tarama programları yaygın olmasa da, ailesinde birden fazla kanser, kalp-damar veya nörolojik hastalık bulunan bireyler için genetik testler öneriliyor. Prof. Dr. Eda Tahir Turanlı, geleceğin tıbbının önleyici yaklaşıma odaklandığına dikkat çekerek, genetik, moleküler biyoloji, farmakoloji, mühendislik, yapay zeka ve tıp alanlarının iç içe geçtiğini belirtti.

Özellikle kanserde “akıllı ilaçlar”ın devrim yarattığını belirten Prof. Dr. Turanlı, moleküler biyoloji ve genetik sayesinde kanser hücrelerinin hangi ilaçlarla yok edilebileceğinin belirlenip kişiye özel tedavi planlanabildiğini ifade etti. Hangi tedaviye veya ilaca yanıt verilip verilmeyeceğinin de genlerden anlaşılabildiğini ve bu sayede hastalara hangi ilacın verileceğinin önceden belirlenebildiğini ekledi. Bu durumun sadece kanser ilaçlarıyla sınırlı olmadığını, bazı ağrı kesiciler, antibiyotikler veya psikiyatrik ilaçlar için de benzer genetik belirteçlerin bulunduğunu sözlerine ekledi.

Sağlıklı Yaşlanmak 100 Yaşına Kadar Mümkün

Gelişen teknolojiler ve ilerlemeler sayesinde yaşam süresinin giderek uzadığını ancak asıl önemli olanın uzun değil, sağlıklı bir yaşam sürmek olduğunu belirten Prof. Dr. Eda Tahir Turanlı, kişinin kendi işini yapabiliyor ve kimseye muhtaç olmadan yaşamını sürdürebiliyorsa, bunun gerçek sağlıklı yaşlanma anlamına geldiğini ifade etti. Genetik testlerin sadece yaşam süresini değil, yaşam kalitesini artırmada da önemli bir rol oynayabileceğini vurguladı.

Prof. Dr. Eda Tahir Turanlı, önümüzdeki 10 yıl içinde genetik araştırmaların ve testlerin kullanımının daha da yaygınlaşacağını öngörerek, genetik testlerle hastalıklara yatkınlıkların daha erken yaşlarda belirlenmesiyle birçok kronik hastalığın daha ortaya çıkmadan kontrol altına alınabileceğini belirtti.

Kapat